Ana SayfaEn Yeniler & TrendlerÜç boyutlu duygular

Üç boyutlu duygular

 

My Art Gallery markasına ait ürünler, bundan sonra Beymen Home mağazalarından satın alınabilecek. Bu vesile ile koleksiyonda yer alan sıra dışı heykellerin yaratıcısı sanatçı Amiran Tevzadze ile tanıştık ve sanat hayatına dair bir röportaj gerçekleştirdik.

amiran (2)

 

Amiran Tevzadze genç yaşına rağmen ürettiği heykelleri ile dünya çapında bir üne kavuşmuş. 1983 yılında Gürcistan’da doğan sanatçı, dünyanın pek çok yerinde kişisel sergiler açmış. Kendisi gibi bir heykeltıraş olan babası Roman Tevzadze’den aldığını söylediği yaratıcı gücüyle üretmeye devam ediyor Tevzadze. Sanatçının heykelleri, bazı tematik temeller üzerine kurulu. Heykeller arasında en çok göze çarpanlar ise sıra dışı kadın figürleri. Tevzadze, kadın bedenini gerçek hayattakinden çok farklı bir şekilde kurguluyor. Hayvan dostlarımız da aynı şekilde alışılmışın dışındaki halleri ile yer buluyor kendilerine Tevzadze’nin koleksiyonlarında.

 

Heykel ile kurduğunuz ilişki nereye dayanıyor?

Bu ilişki çocukluk yıllarımda başladı. Çocukluk oyalanmaktır, nerede oyalanıyorsanız malzemenizi o mekânlar belirler. Benimki de öyle oldu. Babamın heykel atölyesi, malzeme ve heykellerle ilk ilişkimi kurmama neden oldu. Çocukluğum atölyedeki taslar, bronzlar, kalıplarla oyalanmakla geçti.

Heykel yapmaya ne zaman başladınız?

Babam da heykeltıraş olduğu için neredeyse atölyenin içinde büyüdüm. İlk önce şiir yazmaya başladım. Arkasından bu duygular bronz ve tasla üç boyuta donuştu. İlk ciddi çalışmalarıma 15 yaşında başladım.

Yıllar içinde kullandığınız malzemeler nasıl dönüştü?

Malzeme, işlevsel bir unsur benim için; temaya uygun olarak seçerim. İlk yıllar çalışmalarım ağırlıkla bronz üzerine oldu. Zaman içerisinde farklı malzemeler de kullanmak istedim. Sonraki çalışmalarımda mermer ve bronz tercih ettim. Ama mermer en sevdiğim malzeme, işimin ortaya çıkışında, arada başkaları olmadan, sadece ben ve taş baş başa kalabiliyoruz. Çoğaltma olanağı yok. Aynısını çok istesem de tekrarlayamam. Her vuruş sadece o anki vuruş oluyor. Aynı anı tekrarlamak mümkün değil. Yaşamın kendisi gibi yaşanıyor ve bitiyor.

Şu an nasıl bir koleksiyon üzerinde çalışıyorsunuz?

Benim çalışmalarımda aşkın büyük bir önemi var. Şu anda “hayaller ve bekleyiş” temalı eserler üzerine çalışıyorum. Daha çok aşk, kadın ve bütünleşmiş ruhların figürleri üzerine çalışmaktan hoşlanıyorum. Kadının estetiğini, naifliğini, üretkenliğini taşa ve bronza yansıtmak bana çok daha fazla ilham veriyor. Genellikle ince, uzun bacaklı, ince boyunlu, zarif kadın heykelleri çalışıyorum. Çalıştığım heykellerde, bronz ve mermer işçilikli eserlerde kadının vücudunu muhakkak taştan yapıyorum. Taşların dokuları, desenleri, şeffaflığı kadının elbisesini, bedenini oluşturuyor.

Koleksiyonlarınızı nasıl oluşturuyorsunuz?

Heykel; insan yaşamı içinde bir ihtiyaç, bir edim arzusunun ürünü veya bir inancın belgesi olabileceği gibi dekor da olabiliyor. Eserlerin duygusallığı nettir, hayatla da aramızda duygusal bir bağ olduğu gibi… Sürekli gözlemlemek gerekiyor, algılar hep açık olmalı. Ben yaşadıklarımdan, gördüklerimden besleniyorum. Aslında günlük hayatta herkesin gördüğü, bazen gördüğünü fark etmeyecek kadar çok yaşadığı durumları üç boyuta dönüştürüyorum. Heykeltıraşlık bir düzine meslek barındırır ve çok yönlülüğü vardır. Çalışmalarınızda kullanmayı tercih ettiğiniz malzemeler, heykeltıraş kimliğinizi belirler. Heykeltıraş alternatifler üzerinde durur, seçer, bağlar, ilişkilendirir. El işçiliği yoğundur benim çalışmalarımda. İşin içinde bir kere sıcaklığı var, eriyik halleri, şekil alması hep benim ilgimi çekmiştir.

Dünyanın pek çok yerinde eserleriniz sergileniyor. Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Benim için en önemli şeyin bu olduğunu düşünüyorum; hem sevdiğim işi yapıp hem dünyayı geziyor olmak. Şimdiye kadar dünyanın pek çok farklı ülkesine gittim. Her gittiğim ülkede en az bir ay kalıyorum. Orada hem çalışıp hem de sonrasında heykellerimi sergiliyorum. Sergilere katilimin fazla olması biz sanatçıları çok fazla motive eder. Tabii ki gittiğimiz yerlerde eserlerin satın alınması bizim için önemli ancak eserin satın alınmasından ziyade farklı bir ülkede yıllar boyu saklanacak ve sergilenecek olması en büyük hazzımız. Geri dönüşü aslında sergilere katılım, sattığınız eser miktarı ve hakkınızda o ülkede çıkan haberler belirliyor. Aslında bunun sonu, tatmini yok. Her sergi sonrası daha da iyisini yapmak için bir an evvel atölyeme kapanıyorum.

www.beymen.com

SON YAZILAR

BENZER YAZILAR