Mimar Ayça Kadıoğlu’yla yaptığımız, mimariden başlayıp yeni tasarladığı kapsül koleksiyonu Z Collection’a uzanan sohbetimize konuk olmaya ne dersiniz?
1) Ayça Kadıoğlu Mimarlık’ın kuruluş hikâyesi nasıl oldu?
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden 1997’ de mezun oldum. Öğrencilik yıllarında profesyonel hayata giriş yaptım diyebilirim; 2010 yılına kadar profesyonel tecrübemi çeşitli mimari ve içmimari projeler ile sürdürdüm. 2010 yılında kendi mimarlık ofisini kurdum. Halen mimari, iç mimari projeler ve ürün tasarımı üzerinde tasarım, projelendirme ve uygulama çalışmalarını yürütüyorum. Ürün tasarımlarım için aynı zamanda ofisimin adını taşıyan ismimin altında marka kurmaya karar verdim ve ürünlerimi ‘aycakadıoglu’ markası altında hayata geçirmeye bu süreçte karar vermiş oldum.
2) Projelerinizde en çok neye dikkat edersiniz ve nelere öncelik verirsiniz?
Projelerimde öncelikle çağdaş tasarımlar hayata geçirmek önceliğimdir. Yeni malzemeler, teknolojiler ve detaylar kullanmak her zaman önemsediğim bir unsurdur. Yeni ve denenmemiş fikirler her zaman çekicidir.
3) Mesleğe başladığınız ilk günden bugüne kadar baktığınızda tasarımlarınızdaki değişimi nasıl ifade edersiniz?
Öncelikle mesleğe başladığım yıllarda bilgisayar desteği çok etkin kullanılmıyordu.Teknolojinin dahil olması ve ilerlemesi tasarımlarıma önemli bir etken oldu. En büyük değişim tecrübeyle paralel olarak cesur kararlar almak diyebilirim.
4) İlk kapsül mobilya koleksiyonunuz “Z Collection” için çıkış noktanız nasıl oldu?
Z collection mobilya tasarımındaki mobilyanın en yalın hali arayışımdan doğdu; projelerimde kullanabileceğim, aynı zamanda mimarlık dünyasında yer bulabilecek ve iz bırakacak ürün arayışından yola çıktım. Ürünler, 2011 yılında ortaya çıktılar. Marka ve patent çalışmaları ile üretim aşaması sonrasında bu yıl kapsül koleksiyon olarak piyasaya sürüldü. Koleksiyon bütünsel forma bir yaklaşımı gösteriyor tamamen. Geometrik kesimlerden ergonomik bir form arayışı… Bir bütünden doğdu ve form bulduğu hali ile estetik bir bütüne dönüştü. Mobilya formunun gereksiz tüm detaylardan arınmış / en yalın halini bulmaya çalıştım. Zamansız ve heykelsi, güçlü/masif duruşuna inat, aynı zamanda zarif…
5) Size ilham kaynağı olan tasarımcılar kimler?
Dieter Rams, Verner Panton, Rose Lovegrove.
6) Gelişmekte olan teknoloji ve malzemelerle beraber mimarlık algısı da geçmişe göre sizce nasıl değişti? Önümüzdeki yıllarda mimarlık nasıl bir değişim gösterecek?
Gelişmekte olan teknoloji ve malzemelerle mimarlık algısı artık bambaşka bir boyutta. Bilgiye ulaşmanın kolaylaşmış olması ve teknolojinin form tasarımında getirdiği kolaylık, tasarım niteliğini ileri bir noktaya taşıdı. Konvansiyonel sistemlerin dışına çıkılarak daha cesur ve organik formlar denenmesi formlara etken oldu ve yine yeni malzemelerin mimariye girmesiyle algısal çeşitlilikler ortaya çıkmış durumda. Artan malzeme çeşitliliği bilgisayar teknolojisi ile birleşince sınırlar ortadan kalktı. Bunun sonucu olarak geçmişten bugüne baktığımızda sembolik formların artışını gözlemliyoruz. Geleceğin mimarisinde kendi enerjisini üreten sürdürülebilir binaları olmazsa olmaz olarak görüyorum. Yenilenebilir, çevre dostu ve sağlıklı yapılar. Yüksek düzeyde konfor, güvenlik ve enerji kullanımı , ileri düzeyde otomasyon sistemi hayatımıza dahil olacak. Yapabileceklerimizin sınırı hayallerimizle sınırlı olacağı bir gelecek bizi bekliyor.
7) Genç mimarlara önerileriniz neler?
Genç meslektaşlarıma kendi güçlerine ve dünyayı tek başlarına değiştirebileceklerine inanmalarını tavsiye edebilirim. Çok okusunlar, gözlemlesinler, çok düşünsünler aynı zamanda sorgulayıcı ve eleştirel olsunlar. Mimar sürekli sorgulamalıdır. Geçmişi iyi öğrenip analiz edip geleceği ön görmeye gayret etsinler. Kendilerini sürekli geliştirsinler, çok yönlü olsunlar. Sanatın her alanıyla ilgilensinler. Çok gezsinler. Çok üretsinler, hayata geçirmek önemlidir. Bu işe gönül versinler, çok sevsinler, iz bırakmayı hedeflesinler, mimar olmanın önemini iyi idrak etsinler; mimar olmak bir ayrıcalıktır. Mimarlık sanatla bilimin, işlevle biçimin iç içe olduğu bir denge merkezidir.
[imagebrowser id=1746]