Son yılların gözde semti Karaköy’de, Aslı Atamer’in ikinci dereceden tarihi bir binada açtığı Karaköy Junk’a misafir oluyoruz. Eskisinden yenisine, moderninden klasiğine, üstelik birçoğu eşsiz parçaları çok güzel harmanlayan Atamer, mekânı onlarca minik projeden oluşan bir büyük projeye benzetiyor.
Aslı Hanım, bize kendinizden bahseder misiniz?
1980 Ankara doğumluyum. Üniversiteden sonra İstanbul’a geldim. Hürriyet gazetesinde bir süre çalıştıktan sonra kurumsal hayata rest çekip beş sene boyunca sürekli seyahat ettim, çeşitli kurslara gittim. Bu yılların çoğu Londra’da geçti. Zaten çok düşkünü olduğum eşya merakım da Londra başta olmak üzere bu seyahatlerde pekişti ve geri dönünce Karaköy Junk’a dönüştü.
Antikalara merakınız ne zaman başladı, bu mağazayı açmak nereden aklınıza geldi?
Birçok eşya toplayıp bunlarla ilgili bir proje üretmemle başladı. Karaköy Junk bir dükkân gibi gözükse de aslında onlarca minik projeden oluşuyor. Aslında eski eşya merakım hep vardı, bu açıdan anneanneme benziyorum; o yüzden en çok onun evinde zaman geçirmek, eşyalarını didiklemek en büyük zevkimdi.
Binanın tarihi hakkında bilgi verir misiniz?
Burası ikinci dereceden tarihi eser, o nedenle İBB ve Anıtlar Kurulu ile görüşmelerimiz devam ediyor. Binanın tarihi tam olarak belli değil ama merakımdan bizzat arşivlere gidip baktım ve 1938 yılında çekilmiş fotoğraflarına rastladım. O zaman Karaköy’ün tamamı ahırmış, tabii bizimki de…
Mağazanın yapım sürecinde herhangi bir iç mimarla çalıştınız mı? Süreç nasıl işledi?
Herhangi bir iç mimarla çalışmadım. Zaten binanın restorasyonu için halen muhtelif mimarlarla görüşüyorum. Eski eser olduğu için inşaata başlamadan önce yerine getirilmesi gereken çok prosedür var, şu anda halen bu aşamadayım açıkçası. Sadece bir an önce açabilmek için dükkânın bulunduğu kat için işletme ruhsatı aldım.
Henüz yeni açılmış olmasına rağmen birçok müşteriniz var. Mağazanın müşteri kitlesini nasıl tanımlarsınız?
Düşündüğümden daha çabuk girdim piyasaya. Bunun başlıca nedenleri ise dükkânın lokasyonu, sosyal medyada güncel olması ve İstanbul’daki dinamiklerin etkisi olmalı. Burası alev almaya hep hazır bir şehir, her yeni projenin şansı yüksek bence, tabii içini doldurabildiğin sürece… Müşteri kitlemin sosyoekonomik bir tanımı yok, meraklı olan herkes diyebilirim. Bazen dükkâna gelip saatlerce gezinerek tek tek ürünleri inceleyenler de oluyor. Hepsi ayrı keyif veriyor bana, enteresan paylaşımlar yaşıyoruz dükkânda.
Antika dükkânı dışında bu binada neler yapmak istiyorsunuz? Gelecek planlarınız arasında neler var?
En kısa vadeli planım iki ayrı sergi. Sergilerden biri bildiğim bir sanatçıyla olacak, diğeri de zaman içinde kendi topladıklarımla… Benimki yine tabii “KJ” tarzı bir şey olacak! Çok fazla planım var, eşyaları değişik şekillerde sergilemek, çekim alanları yaratmak hayallerimden sadece birkaçı…
Hazırlayan Merve ÖLMEZ Fotoğraf Burak TEOMAN
[imagebrowser id=1382]