Illy Sanat Koleksiyonu 1992’den beri ünlü isimlerin tasarımlarına parçalarında yer veriyor. Kahve lezzetini yudumladığımız fincanlar böylece üzerlerindeki detaylarla da taşınabilir bir çağdaş sanat müzesine dönüşüyor.
Avrupa’da, 17. yüzyılın sonlarından itibaren tanınmaya başlayan kahve bugün su ve çaydan sonra 1 milyar fincanla yeryüzünün en çok tüketilen üçüncü içeceği. Günümüzde üç Avrupalı’dan ikisi kahve içiyorken o dönem İskandinavya ve Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın senelik tüketimi sadece 13 kg idi. Ünlü Fransız şair ve yazar George Duhamel, soğuk ülkelerde yaşayanların ısınmak için cılız sabah güneşine karşı kahve içtiklerini yazar.
Kahve dünyasına İtalya’nın hediye ettiği espresso, adını 20. yüzyılın ilk yıllarında kullanılmaya başlayan kahve hazırlama tekniğinden alıyor. Bu teknik kahvenin hazırlanma hızından ziyade taze olarak hazırlanıp sunulmasını ifade ediyor. Yüksek basınçlı bir makinede hazırlanan espresso bugün evlerde, kafelerde ve restoranlarda en çok tüketilen içecek. 7 gram öğütülmüş kahveyle hazırlanan espresso, bizim kahve fincanlarından çok daha kalın olan 7 cl’lik bir fincana konarak içiliyor.
Çay ve kahve fincanları konusunda uzman Meissen porselen fabrikası, espresso kahve fincanlarının atasını 1709 yılında imal etmişti. O dönem Avusturya-Macaristan ordusunda görevli olan Macar kökenli Francesco Illy, askerlik hayatını sona erdirip bir kahve dükkânı açma hayalinin peşinde karar vermişti. Illy kendi adıyla açtığı dükkânda bir yandan kahve satarken bir yandan da espresso makinesini daha da geliştirmeye çalışıyordu. Francesco’nun arkadaşı reklamcı Alexander Schawinsky, markanın tanınması için bir logo ile bir afiş tasarlamıştı.
Francesco Illy’nin oğlu Ernesto babasının izinden gitmeyi tercih etti ve 1956’da şirketin başına geçti. Bir kimyager ve beslenme uzmanı olan Ernesto, Illy’yi efsane haline getiren isimdir. Kahve dünyasının en yetkin isimlerinden Ernesto Illy, tasarımcı Matteo Thun’dan, kahveleriyle özdeşleşecek bir fincan tasarlamasını istedi. Floransa Mimarlık Akademisi mezunu olan Thun, çalışma hayatına mimar Ettore Sottsass’ın yanında çalışarak başlamış, 1984’te ise Milano’da mimari, grafik ve tasarımı bünyesinde barındıran kendi ofisini açmıştı. BMW, Chopard, Swatch gibi markaların sanat direktörlüğünü yürüten Thun, 1992 yılında Ernesto’nun isteğini geri çevirmedi. Ünlü tasarımcı çapı 6, yüksekliği 4,5 cm olan fincanlar hazırladı, bu fincanlara uygulanacak yeni Illy logosunu ise grafiker James Rosenquist’e tasarlattı. Üzerinde beyaz üzerine kırmızı Illy logosunun yer aldığı ikonik ve ideal bir forma sahip fincanlar böylece doğmuş oldu.
Thun bununla yetinmemeye, fincanlara çağdaş sanat boyutunu eklemeye de karar vermiş, bunun için Franco Fontana, Sandro Chia, Mario Marini gibi isimlerle çalışmıştı. Sonraki yıllarda projeye David Bryne, Jannis Kounellis, Tobias Rehberger, Daniel Buren, Jan Fabre, Francis Ford Coppola, Pedro Almodovar, Kiki Smith ve Anish Kapoor gibi 70 sanatçının tasarımlarını dâhil etti. Böylelikle Illy fincanları, üzerlerinde renkli ve sanatsal detaylarla adeta taşınabilir bir çağdaş müze haline gelmiş oldu. Aklınızda bulunsun, bir Anish Kapoor ya da Jeff Koons fincanını 35 Euro’ya satın almak mümkün.
Hazırlayan Naz İREPOĞLU
[imagebrowser id=1227]