Tiflis’in en canlı bölgesinde konumlanan Stamba Hotel, 20. yüzyılın geçmişini kutsayan Sovyet dönemi yayınevi binasının ruhunu yeniden canlandırıyor.
Tiflis doğuda bir Avrupalı adeta. Özünü kaybetmeden sentez bir şehir olmayı başarabilmiş. Uluslararası basının da şu sıralar odak noktasında. Dünyada pek çok edisyonu bulunan dergiler Tiflis ile ilgili içerikler hazırlıyor, özel çekimler gerçekleştiriyor. Moda, gastronomi ve elektronik müzik üçgeninde ilgiyi üzerine çekmeyi başaran Tiflis, yeni bir Berlin olma yolunda ilerliyor. Şehrin bu denli yükselişinde önemli payı olan oyuncular var elbette ki. Bunlardan biri de şehrin tasarım oteli Stamba Hotel. Gürcistan’ın yaratıcı işlere imza atan hizmet markası Adjara Group bünyesinde açılan otel, şehrin kültürel geçmişinin zenginliğini gözler önüne seriyor.
Stamba Hotel, geçmişi ve şimdiyi mekânsal ve görsel olarak birleştirerek ülkenin kimliğini yeniden canlandıran ilk Gürcü yaşam tarzı markası Rooms Hotels’in de kardeş oteli. Adjara Group yönetim direktörü Levan Berulava: “Batı gezginlerinin ilgisi nedeniyle son altı yılda, ülkenin bu yeni turizm dalgasına yönelik algısında büyük bir değişiklik oldu” diyor. Otel, Adjara Arch Group mimarları tarafından orijinal tarihi görünümü korunarak tasarlanmış. 1930’lu yıllarda yayınevi olan binanın ihtişamına sadık kalınarak, daha önceki işlevlerini ve biçimlerini bozmadan yeniden tanımlanmış. Orijinal cepheye benzer şekilde, yenileme süreci sırasında keşfedilen eski baskı makineleri de bina içerisinde korunmuş.
Stamba Hotel’in tasarımı, içinde yer aldığı yayınevi binasının endüstriyel ihtişamını gözler önüne seriliyor. 20’li ve 30’lu yılların nostaljik referansları brütalist stil çerçevesinde vurgulanırken, yeni dokunuşlar otele çağdaş bir tarz kazandırıyor.
Otel hem vintage hem de modern stili ile etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Konuk odaları, orijinal sanatçı işleri ve geniş bir koleksiyondan oluşan kitaplığa ev sahipliği yapıyor. Endüstriyel aydınlatmalar İngiliz merkezli Ochre stüdyo tarafından tasarlanmış.
Stamba Hotel’in odaları, bir zamanlar yayınevinin cephesinde yer alan açık tuğlaları, yüksek tavanlar ve büyük pencereler ile endüstriyel estetik anlayışı destekliyor. Hardal tonlarında döşenmiş yatak odasının yanı sıra ayrı bir oturma odasına sahip süitler, oda içinde şık bir deneyimin keyfini çıkarabilmek için tasarlanmış.
Hazırlayan: Murat Can Uysal